ATTİLÁ İLHAN YARIŞMASI’NA KATILANLARA DAİR GÖZLEMLER
ATTİLÁ İLHAN BİLİM SANAT KÜLTÜR VAKFI’ nın düzenlediği Attilá İlhan Liseli Gençler Kompozisyon Yarışması’nı kazananlar pazartesi günü jüri çalışması sonucunda belirlendi.
Seçiciler kurulu; Adalet Ağaoğlu, Cengiz İlhan, Ahmet Oktay, Mehmet Eroğlu, Halit Refiğ, Selim İleri ve ben’den oluşturulmuştu.
Kompozisyon yarışmasının konusu; hızla değişen dünyamızda Gazi Mustafa Kemal’in,”Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözünün günümüz gençliği için anlamı, çizdiği perspektifin tartışılması idi.
Finale 14 yazı kaldı ve finale kalanlarla seçiciler kurulu üyeleri yüz yüze görüşerek, yazdıkları konusunda bilgi aldılar, yazının derinliğini ölçtüler.
Salı akşamı Beyoğlu Küçük Sahne – Sadri Alışık Tiyatrosu’ndaki törende de kazananlara ödülleri verildi.
Ödül üzerine bilgiyi Dr. Ferhat İlhan yaptı.
Gecede Tilbe Saran ve Hakan Gerçek, piyano eşliğinde Attilá İlhan’dan şiirler okudular. Gecenin sunuculuğunu, tanınmış oyuncu, sanat gecelerinin, sanat ödüllerinin vazgeçilmez adı Gülsen Tuncer üstlenmişti.
Mansiyonlardan sonra, Timur Selçuk, bestelediği Attilá İlhan şiirlerini seslendirdi.
Daha sonra da birincilik, ikincilik, üçüncülük ödülleri verildi; Çolpan İlhan’ın konuşması, okuduğu bir şiirle gece sonlandı.
Hiç kuşkusuz Attilá İlhan adına düzenlenen bir ödülde, Gazi Mustafa Kemal’in önemli bir sözü üzerine liseli gençleri düşündürmek, isabetli bir seçimdi.
Ülke çapında bütün liselere çeşitli iletişim araçlarıyla ulaşıldı. Yarışmaya toplam 172 eser katıldı. Bütün kentlerin liselerinden öğrenciler yarışmaya katılmış ve kazanmışlardı. Yarışma rumuzluydu.
* * *
BENİM için yazılı bilgiler, kompozisyonlar dışında gençlerle yüz yüze konuşmak önem taşıyordu.
İlk saptamam, gençlerin kişilik savaşını kazanmış olmalarıydı.
Yazılarını savunurken, okudukları, yazdıkları üzerine soruları yanıtlarken, kendine güvenen, ne yaptığını bilen bir genç kuşakla karşılaştım.
Hepsinin de Türkiye’ye ve dünyaya dair bilgileri vardı. Görüşlerini öğrendik. Meslek seçimlerinde bile sundukları gerekçeler beni etkiledi.
Benim gençliğimde -ben öyle değildim ama- büyüklerin karşısına çıkanlar, bir utangaçlık, bir baş eğmişlik görüntüsü verirlerdi.
Bizim karşımıza şimdi saygılı, sevgili ama eşit bakışla çıktılar.
Bu beni çok mutlu etti.
Doğaldılar, giyimleriyle, davranışlarıyla. Oldukları gibiydiler.
Yalnız yazı ile uğraşmıyorlardı; toplumsal görevleri, sorumlulukları olduğunun da bilincindeydiler. Çevre konusundan ısınmaya kadar her şey ilgi alanları içindeydi.
BU yarışmadan hepimiz çok şey öğrendik. İyi bir şairin, romancının adına düzenlenen bir yarışma bence amacına ulaşmıştı.
Doğan Hızlan – 21/05/2009 Hürriyet