Attilâ İlhan - Bilim Sanat Kültür Vakfı

İttihatçılıkta Batı manasında particilik yoktur, Rus manasında, narodnik manasında komitacılık vardır. Yani orada seçim vardır ama seçimin sonucu ne olursa olsun onlar iktidar olurlar, buna hayır diyenler de sokakta öldürülür. Böyle bir mantık içinde oluşmuştu o zaman bizde particilik. İşte Mustafa Kemal Paşa Türkiye’de ilk defa Halk Fırkası’nı kurmaya kalkıştığı…

“…Türkiye ne yapıp yapıp kendi ulusal sentezini yapmak zorundadır. Ulusal kültür sentezi yoktur.Osmanlı ve Selçuklu inanılmaz güzellikte bir ümmet kültür sentezi sunmuştur. Gazi, Dil Kurumunu ve Tarih Kurumu’nu bunlar için kurmuştur. Biz burdan Batı kültürü, Batı kültürü deyip duruyoruz, oraya gidince Batı kültürünün olmadığını görüyorsunuz. Fransız kültürü, İngiliz kültürü, Alman…

Şoven milliyetçiliğe kaymak kaymamak senin elinde. Ben sana onu söyleyeyim. Bizde Kurtuluş Savaşı Türkçülerin bir kanadı tarafından yapılmış. Mustafa Kemal Paşa da Türkçüdür, etrafındakiler de Türkçüdür. Fatih Bey bile Türkçüdür. Peki niye onlar bir ırkçılığa düşmediler de “Bütün Türk toprakları üzerinde yaşayan herkes Türk’tür, bu ülkenin vatandaşıdır” dediler. Çok rahat…

“…şimdi bizim toplumumuzda sanat eserlerini değerlendirirken eseri yazan adamın mevcut kamplardan kim tarafından benimsendiğine bakılıyor. Ben Necip Fazıl’ın şiirleri iyidir. Yahya Kemâl büyük şairdir dediğim zaman herkes ayağa kalktı. Bu neden oluyor çünkü ben solcu sayılan biriyim. Nasıl beğenir diyorlar. İşte yanlışlık burada. Bu Türk sanatçısı mı? Evet.. Yaptığı şey…

“…Bu nereden geliyor, onu da söyleyeyim. İzmir’de gazetecilik yapıyorum o sırada. 1960’ların sonlarına doğru. Karşıyaka’da oturuyoruz. Araba ile gittiğim zaman Alsancak’tan dolaşıyorum. Alsancak’tan dolaşırken gözüme bir taş ilişti benim, dikili bir taş, etrafında bahçe. Gazetecilik o ya… Arabadan indim, gittim baktım bu ne diye. Üzerinde eski harflerle bir şeyler yazıyor.…

Çok sorulmuştur. Belki sen de soracaksın, dönem romanlarında dönemin dilini kullanıyorum. İnsanlar öyle konuşuyorlar. Buna itiraz ettiler. Hepsi de ayağa kalktı. Hatta son kitapta burada konuşma yaparken bir hanım yazarımız, meselaâ “istihkâm” diyorsunuz. “İstihkâm” ne demek ben bilmiyorum, dedi. Dedim, sen yazarsın yahu. Sen bilmiyorsan hiç kimse… şimdi mesele çok…

“…Mustafa Kemal Paşa bir fransız devrimcisidir. sovyet devrimcisi değildir. demokrasiyi gerçekleştirmek istiyordu. fransız devrimi olduğu zaman dünyada emperyalizm diye bir şey yoktu. fakat Kemalizm hareketi başladığında dünyada emperyalizm vardı. emperyalizme karşı savaş verdiğin zaman doğal olarak ulusal bir boyuta geliyorsun. ancak buradaki mücadele daha çok kendini korumak içindi. bunun için…

Hangi Edebiyat “Her gün hesaplaşacağız, bazen ben sizin ayağınıza basacağım, bazen siz benim; sürgit bir eleştiri, özeleştiri ortamında adeta ortaklaşa bir fıkracılık modeli oluşturacağız; yani bu iş ciddi, sorumluluğu bu satırların yazarına düştüğü kadar, okuyanlarına da düşüyor ; yine yanılmış diye burun kıvırı p , kaytarmaca yok; yazacaksınız, yanılgı nerdedir,…

“Çok tuhaf bir şey söyleyeceğim ama gerçek: Doğu ölüm kavramını hâlletmiştir. Batı bunu hâlledememiştir. Doğu, 3 bin yıldan beri dünyanın hakikatinin ölüm olduğunu bilir. Dünyada başka hakikat yoktur: ölürsün! Batı hâlen ölümden nasıl kurtulacağım diye uğraşıyor. Kurtulamaz! Bir Batılı ile konuşuyorduk, işte “Eninde sonunda çare bulacağız ve kimse ölmeyecek” dedi.…