Taha Akyol
EDEBİYAT dünyamızın büyük isimlerinden Attilâ İlhan, aynı zamanda fikir dünyamızın da büyük bir ismiydi. Hatta onun edebi eserlerini özgün yapan da işte onun bu fikir ve kültür yönüdür.
Bütün edebi eserlerinde onun “ulusal kültür sentezi” fikrini görmek mümkün.
Sıkı bir Kemalistti ve aynı zamanda “Selçuklu-Osmanlı kültürü”nü ve “bin yıllık tarihimizi” vurguladı, 1930’ların ve 40’ların dil ve kültür politikalarını eleştirdi, “alafrangalığı” yerden yere vurdu.
Sentezin örneklerini, divan edebiyatından yararlanarak yazdığı şiirlerle ortaya koydu. “Dersaadette Ezan Sesleri” adıyla yazdığı ‘ulusalcı’ roman da “ulusal kültür” anlayışının bir örneğidir.
Bu bilinçle, Osmanlıcanın okullarda öğretilmesini savundu. “Türk insanının aydın sayılabilmesinin ölçüsü” İlhan’a göre, Nutuk’u orijinal dilinden okuyabilmek, o kavram zenginliğine sahip olmaktı.
Bunları “Ulusal Kültür Savaşı” adlı eserinde yazdı.
* * *
ATTİLÂ İlhan bir Kemalist olduğu halde, bu tür fikirlerinden dolayı aynı kanattaki yazarlar tarafından bazen insafsızca eleştirildi.
Komplo teorilerini pek seven Çetin Yetkin, Attilâ İlhan’ı ümmet kültürünü savunmakla, karşı devrimci olmakla, hatta Amerikan etkisinde kalmakla suçladı! (Cumhuriyet, 11 Aralık 2003)
Boş polemik!..
“Ulusal kültür” ya da benim tercihim olan terimle “milli kültür”, hem tarihi mirasın hem çağın iyi kavranmasını gerektirir. Bunun için ‘müşkil’dir; “alafrangalık” ise kolay tabii…
Değerli romancımız Selim İleri, Attilâ İlhan’la yaptığı uzun mülakatı “Nâm-ı Diğer Kaptan: Attilâ İlhan’ı Dinlerken” adıyla yayımladı. İlhan’ı ve “ulusal kültür” tezini anlamak için en iyi kaynaklardan biridir bu eser. Mimar Sinan, Osmanlı, Kemalizmin bir ara yasakladığı Türk musikisi, divan edebiyatı, Gazi…
Nâzım bile şiiri için bu derin tarihi mirastan pek çok şey almış.
* * *
KEMALİZM Attilâ İlhan’ın dünyasında hem merkezi hem farklı bir yere sahiptir. İlhan’a göre:
“Şapka devrimi, dil devrimi, böyle sululuk olmaz, bunlar devrim mevrim değil, birtakım değişikliklerdir!”
Çetin Yetkin’i öfkelendiren ‘farklı’ görüşler… Peki devrim nedir?
“Anti-emperyalizm, tam bağımsızlık ve sanayileşme…”
Ve İlhan tarihi de bu şablona uydurur! Cumhuriyet’in ulusalcı yönleri Gazi’nin eseridir, “komprador, alafranga” yönleri ise İsmet Paşa’nın suçudur!
“Kemal Paşa anti-emperyalist, tam bağımsızlıkçı, demokratik bir devrimin lideri idi. İsmet Paşa ise emperyalizme göbek bağı ile bağlanan bir diktatör!”
Peki Karabekir’in Terakkiperver Fırka’sı?
“Ecnebilerin Anadolu’da kaybettiği çıkarlarını savunan karşı devrimci bir hareket!” (Aydınlar Savaşı, sf. 14)
İlhan’ın “Atatürk”ten hiç bahsetmeyip daima “Gazi”yi yüceltmesi de tarih şeması yüzündendir.
Bu şema hiçbir şekilde ciddiye alınamaz. İlhan, tarihi bu şemaya uydurmak için ‘seçmeci’ davranmıştır: “Hangi Atatürk” adlı kitabında yaptığı 96 alıntıdan 80 tanesi Atatürk’ün 1919-1929 arasındaki konuşmalarıdır! “Alafranga” diye eleştirdiği 1930’lardan yaptığı alıntı sayısı 16’dan ibarettir!
Cumhuriyet tarihini böyle şematikleştirmesi mutlak yanlıştır ama büyük bir edebiyat ve fikir adamı olduğu muhakkaktır.
Rahmetle, derin bir saygıyla anıyorum.