(Mukâyese/1. …Türkiye Cumhuriyeti ‘nde, ‘rejim’ in zamanla nasıl yozlaştığını, o açık oturumda Doğu Perinçek, hayli somut ve inandırıcı, şöyle bir mukâyese ile açıklamış:
”…Türkiye’de rejimin ABD tarafından değiştirildiğini belirten Perinçek, buna kanıt olarak ‘Vatandaşlık’ ders kitabını gösterdi: Kapağında, ‘Amerika Özgürlük Anıtı’ yer alan kitap, açık oturumu izleyenlerden de büyük tepki aldı. Perinçek, Çin Halk Cumhuriyeti’nde, sekizinci sınıfta okutulan ‘Dünya Yakınçağ Tarihi’ kitabının iç kapağındaki Lenin, Gandhi ve Atatürk resmini göstererek, bunun ‘Çin’i ilerleten anlayışın ürünü’ olduğunu kaydetti…” (Aydınlık, 12 Eylül 2004).
Tespit doğru, hüküm yerinde: Anadolu İhtilâli ‘nin ülkesinde, ‘Mazlumlar Dünyası’ ilgi görmüyor; özgürlük ideali artık, ABD ‘deki anıtla temsil edilmektedir; halbuki Çin Halk Cumhuriyeti xx. yy ‘ın üç büyük halk liderini, tarih kitabının iç kapağına koyarak, hem Anadolu İhtilâli ‘nin, hem Sovyet İhtilâli ‘nin bileşkesi olabilmenin işaretini veriyor.
Anlayana bu kadarı bile yetmez mi?)
Bu media, sâhi ‘özgür’ müdür?
… Türkiye ‘de Media hiç bu kadar ‘özgür’ olmamıştır. Böyle bir iddia, ‘yasal düzey’ de bir zamandır, hayli gerçekçi ve doğru görünse de; ‘uygulama düzeyi’ nde hayli yalan ve yanlış görünüyor; zira Media ‘nın sansürü, çıkar hesaplarına göre, kendi kendine uyguladığı meydanda! İşine gelmeyen haberin, ya tek sütunluk canı vardır, ya hiç yoktur. İstanbul Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi ‘nin, geçenlerde düzenlediği ‘Avrasya Açıkoturumu ‘na lâyık görülen muamele, bu gerçeğin somut kanıtı: Media, bir ‘zina’ dır tutturmuş gidiyordu; Türkiye ‘nin geleceğini birinci derece ilgilendiren ‘açık oturum’ düpedüz es geçildi.
Oysa meselâ Rusya Federasyonu Olağanüstü ve Tam Yetkili Büyükelçisi Albert Çernişef , hepimizi her bakımdan ilgilendiren şu noktaları açıklıyordu:
”…konuşmasına, Kuzey Osetya’da yaşanan terör olaylarına değinerek başladı. ‘Terorizm’in derin, siyasi ve ekonomik sorunlar temelinde yaşandığını’ belirten Çernişef, ‘bu zeminin ortadan kalkması için, Avrasya İttifakı’nın şart olduğunu’ belirtti. ‘Türk/Rus ilişkilerinin iyiye doğru gittiğine’ işaret eden Çernişef, ‘iki ülke arasındaki ticaret hacminin, on milyar dolar olmasına’ dikkati çekti. (buraya dikkat!) ‘Ülkesindeki terör olayları nedeniyle, Türkiye temaslarını ertelemek zorunda kalan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in; en geç yılın sonuna doğru, bu ziyaretini gerçekleştireceğini’ söyleyen Çernişef, ‘imzalanacak olan çok planlı (amaçlı) işbirliği belgesinin hazır beklediğini’ de sözlerine ekledi…”
”… (buraya dikkat) ‘Türk/Rus ilişkilerinin, sadece dostluk değil, aynı zamanda partnerlik ve ortaklık olduğuna’ da değinen Çernişef, ‘Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın da, bu ‘strateji ortaklığını kabul ettiğini’ söyledi. ‘Rusya’nın, İran’la ilişkisinin de olumlu olduğunu’ belirten Rus Büyükelçisi, ‘aradaki ticaret hacmi seviyesinin, Türkiye ile olan seviyeye gelmesini istediğini’ ifade etti. ‘Rusya’yı, İran’a nükleer silâh sağlamakla suçlayanların yanıldığını’ vurgulayan Çernişef, ‘bunun, hiçbir dayanağı olmadığının’ altını çizdi…” (24 Eylül 2004, (Washingtonhaber **yahoo.com)
Hele hiç kimse yalanlamadıysa!..
Şimdi, dikkat isterim: Türkiye ‘de Media, kendini adeta ‘zina’ ya kaptırmış; AB ‘zifafı’ nın gününü -günü de laf mı, yılını- hesaplamaya çalışırken; İstanbul ‘da, hem de üniversitede ‘Avrasya Açıkoturumu’ yapılıyor; ve buradaki konuşmasında ‘Rusya Federasyonu Olağanüstü ve Tam Yetkili Büyükelçisi’ şu önemli gerçekleri ‘resmen’ açıklıyor:
”…a/ Türkiye ile Rusya’nın imzalayacakları ‘çok planlı (amaçlı) işbirliği belgesi’ hazırdır ve beklemektedir.
b/ Türk/Rus ilişkilerinin gelişmesi ‘sadece dostluk düzeyinde değil, aynı zamanda partnerlik ve ortaklık düzeyinde’ öngörülmüştür.
c/ Üstelik, Türkiye/Rusya arasında öngörülen bu ‘Stratejik Ortaklığı’ Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan da kabul etmiştir…”
Masasında bu haberi gören, herhangi bir haber merkezi sorumlusu -hele hiçbir resmi makam tarafından ‘yalanlanmadığını’ da tespit ederse- manşete çıkarır mı çıkarmaz mı? Çıkarırsa görevini hakkıyla yerine getirmiş olacağı kesin, çünkü ‘Ortadoğu’ nun Türkiye/Avrupa Birliği ilişkilerinin, yaşadığı konjonktürde; Çernişef ‘in söyledikleri, düpedüz manşetlik haberdir. İyi de, manşete çıkarılmasından vazgeçtim; böyle bir haber, göz göre göre ‘atlanır’, okurdan -yani kamuoyundan- gizlenirse bu ne demektir?
Gazetecilik mi, çıkar çobanlığı mı?
Neyse, bakarız…
Kaldı ki o açık oturumdaki iki başka konuşma, hiç de daha az önemli sayılamaz; birisi Org. Tuncer Kılınç’ın (E) söyledikleri; öbürü, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen ‘in söyledikleri…
Neyse, onlara da bakarız.
Cumhuriyet, 04.10.2004