Türkçe Yaşam Kulübü / İÜ Hukuk Fakültesi
‘Biz Cumhuriyet çocuklarıyız siz demokrasi çocuklarısınız’
Şair-Yazar Attila İlhan, Türkçe Yaşam Kulübü’nün İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde düzenlediği söyleşide öğrencilerle bir araya geldi. 27 Mayıs günü gerçekleştirilen söyleşide, cumhuriyet ve demokrasinin farklı şeyler olduğunu vurgulayan İlhan, “Biz cumhuriyet çocuklarıyız, siz demokrasi çocuklarısınız” dedi. Demokrasinin Protestan ve Anglo-Sakson ülkelerde görüldüğüne dikkati çeken İlhan, “Bir ülkede cumhuriyet varsa, cumhuriyetin de kendi içinde bir sistematiği vardır. Bunun üzerinde de devlet vardır. Cumhuriyette devlet, halkına sahip çıkar” diye konuştu. Çocukluk yıllarında Sivas’a demiryolu vardığında büyük bir sevinç yaşadıklarını ifade eden Attila İlhan, “İşte cumhuriyet böyle bir espri içinde yetiştirir insanı” dedi.
Bir zamanlar öğrenci olarak yarıda bıraktığı Hukuk Fakültesi’ne ünlü bir yazar olarak dönen İlhan, fakülteyi bırakma nedenini şöyle anlattı: “Benim gitmeyi düşündüğüm bölüm Matematik-Astronomi’ydi. Astronomiye merakım vardı. Lisede okurken Ay’ı gözlemleme şansına sahip oldum. Babam hukuka girmemi istiyordu. “Hukuka gir, astronot olursun” dedi. Hukuk fakültesi birincisi olmuştum. Ancak politik nedenlerden dolayı hakim veya savcı olamayacağımı biliyordum. Avukatlığı ise istemiyordum ve gazeteci olmaya karar verdim.”
Öğrencilerin büyük bir kısmının hâlâ ne okuyacaklarına karar veremediklerini ifade eden İlhan, “Bizi sizlerden iyi yetiştiriyorlardı. Lisede matematik ve astronomi derslerinin yanı sıra ciddi bir felsefe eğitimi görüyorduk. Şimdi hepiniz beleşten geçiyorsunuz” dedi.
Attila İlhan, Türk insanının Avrupa konusunda yanılgıya düştüğünü belirtirken, şunları kaydetti: “Kendi kafamızda bir Avrupa tasarlamışız ve içine girdiğimiz zaman bir hayal kırıklığına uğrarız. Biz Batı’yı medeni insanlar olarak biliriz. Ancak Batılılar duygusuzdurlar. Kendi çıkarlarından başka hiçbir şeyi düşünmezler. Bizim kendimizi onlara beğendirme aptallığımız var. Buna gerek yok. Yeni nesilde Avrupa Birliği ve Ortak Pazar için büyük bir heves görüyorum.”
Avrupa’nın Roma esasına göre kurulduğunu dile getiren İlhan, Avrupalıların kendilerini yönetici, diğer toplumları ise uşak olarak gördüğünü ileri sürdü. İlhan şöyle konuştu: “Biz Avrupalı değil, Asyalıyız. Kafa Roma kafası; dilini, dinini kabul edeceksin. Ancak bundan sonra hâlâ ikinci sınıf vatandaş olarak görüleceksin. Biz kendi elimizle, ipi boynumuza geçiriyoruz. Batılı olmak fikrini, medeni olmakla bir tutuyorlar. Bunun aksine Mustafa Kemal, Batılılaşma kelimesini bir-iki yer hariç kullanmamıştır. Gazi, muâsır ve çağdaşlaşma kelimesini kullanırdı. O bir tek şey istiyordu Batı’dan; o da rasyonalizmdir. Biz ‘pisi pisi’ deriz, onlar ‘kiri kiri’. Onların metodunu değil, bulunduğu toplumu taklit edersen, sen artık sömürgesin. Mustafa Kemal, Anadolu şiiri, Anadolu müziği ortaya çıkarmak istiyordu. Ancak var olan aydın kesimi, Batı kafasına sahipti.”
Anadolu ihtilalinin sürdüğünü ve de bitmeyeceğini söyleyen Attila İlhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aydın kesimimiz ulusal değil. Eğer sen ulusal aydını yetiştiremezsen, ulusal kültürü oluşturamazsın. Batılının davulu ile oynarsan, onlardan olursun. Aydın memleketine çözüm üretemiyorsa yararlı olamaz ülkesine. Dil bunda çok büyük bir rol oynar. Türk çocuklarının Osmanlıca’yı bilmesi gerekir. Avrupalılaşıyoruz derken yozlaşıyoruz, soysuzlaşıyoruz. Türkçe düşünüyorsan, o Türk şiiridir. O ses bizimdir. Biz ulusallığı sentez hâline getiremiyoruz. Bari yeni nesil uyansın da bir şeyler yapsın.”
Haziran 2005