BBC Turkish
14 Ekim, 2005 – TSİ 12:28
Şair, yazar Attila İlhan, dün gece 80 yaşında hayata veda etti.
İlhan, Türk edebiyatının 1950’li yıllardan itibaren etkili seslerinden birisi olarak öne çıkmıştı. 1948’de ilk şiir kitabı Duvar’ı yayınladı. 1950’li yılları İstanbul – İzmir – Paris arasında geçiren Attilâ İlhan, bu dönemde ismini Türkiye çapında duyurmaya başladı. Uzun yıllar gazetecilik yapan Attilla İlhan, son olarak Cumhuriyet gazetesinde köşe yazıları yazıyordu. Ayrıca şiir kitaplarının yanı sıra Kurtlar Sofrası, Sırtlan payı ve Fena Halde Leman gibi romanları film ve dizi senaryoları, ve denemeleri de geride bıraktığı diğer eserleri…
İlhan için bugün İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde bir cenaze töreni düzenleniyor. Attila İlhan’ın Türk şiiri ve edebiyatındaki yerini şair ve yazar Hilmi Yavuz ile şair Roni Margulies ile sorduk.
BBC: Attila İlhan, Türk şiirine ve edebiyatına neler kattı?
HİLMİ YAVUZ: Benim için önce şair kimliği geliyor diyor ama düzyazının mantığının da ilhanın şiirine katkısı oldu. Attila İlhan’ın şiirini düşünceyle ya da ideolojiyle mecaz arasında ya da istiare arasında kurulmuş bir ideal bağlantı olarak da görmemiz mümkün.
BBC: Attila İlhan’ın şiirlerinin etkisini neye bağlıdır?
RONI MARGULIES: Birincisi, İkinci Dünya Savaşı sonrası Paris’te zaman geçirmiştir. O dönemdeki Türk aydınının Paris özlemini, Batı özlemini, derbeder bir hayat yaşama özlemini, gemilere binip miço olup dünyayı gezmek gibi çok romantik ama hoş bir özlem vardır. Onu çok güzel dile getirmiştir.
Daha önemlisi, altmışlı yıllardan itibaren, İkinci Yeni akımına karşı ciddi bir mücadele vermiştir. Yani şiir anlamsızdır, şiirde anlam aranmamalıdır diyen akıma karşı yok öyle değildir diye hem düzyazılarıyla mücadele etmiştir hem de uzun, narratif şiirleri vardır, bazıları çok güzeldir. Şiirleriyle mücadele etmiştir.
‘İyi taklitçisi yok’
BBC: Önünüze gelen bir şiirin Attila İlhan’a ait olduğunu anlamanız mümkün mü?
RONI MARGULIES: Bir kere hemen anlaşılır, zaten Attila İlhan’ın iyi bir şair olmasının göstergelerinden biri de budur. Kimseyi taklit etmez ama çok kişi Attila İlhan’ı taklit eder. Nedir bu taklit edilmeye çalışılan? Bunu söylemek zor, zaten bunu böyle ifade edebilmek mümkün olsa, şiir yazmak çok kolay bir formül olurdu uygulardık. Ama ille bir cevap vermem gerekirse, iki özelliği bir arada götürür Attila İlhan, hem çok liriktir şiiri hem de aynı zamanda narratif bir yönü vardır. Bir şey anlatır, dünyayla bir derdi vardır, bir şeylerle cebelleşiyordur, ama aynı zamanda da çok liriktir, çok zevkle, bir Akdeniz duyarlılığına uygun şekilde okunur. Bu ikisinin beraber gitmesi, iyi şiirlerinde çok güzel olur Attila İlhan’ın. Ama bu yapmak zordur, taklitçisi çoktur da iyi taklitçisi yoktur. ”
BBC: Attila İlhan kime hitap ediyor?
HİLMİ YAVUZ: Bizim ilk gençlik yıllarımızın idoluydu sair olarak. Ama daha çok yaşlandıkça İlhan’ın şiirlerinin gençlik yıllarında kaldığını, daha çok gençleri etkilediğini, genç duyarlılıkla ilişki kurduğunu daha çok düşünmeye başladım. Attila İlhan, gençlerin şairi. Belli bir yaş döneminden sonra Attila İlhan’ın şiirlerinin, sadece kendi gençliklerini hatırlatmak bakımından nostaljik bir anlam verdiklerini düşünüyorum.
Nazım Hikmet’in önemi
BBC: Peki Attila İlhan kimden etkilenmiştir?
HİLMİ YAVUZ: Doğrudan doğruya Nazım Hikmet ile ilişkilendirmek gerektiğini düşünüyorum yani o Nazım’ın sesi, Nazım’ın şiirindeki müzikalite, ve tabi Nazım’ın ideolojisi, bir bütün halinde Attila İlhan’ın şiirine intikal etmiştir.
BBC: Attila İlhan’ın eserleri sadece şiirlerle sınırlı değildi. Başta da belirttiğimiz gibi çok sayıda romanı, denemesi de vardı. Siz bu açıdan Attila İlhan hakkında ne düşünüyorsunuz?
RONI MARGULIES: Düz yazılarını bence ikiye ayırmak gerek. Edebiyat hakkında olanlar benim değerli bulduğum yazılardır, hem şiir hem roman hakkında hem Türk Edebiyatı’nın gidişi hakkındaki yazılarını ben hep yararlı bulmuşumdur.
Ama bir de siyaset yazıları vardır. Onu ise yarı deli, yarı faşist, zır Kemalist bir insan yazmıştır. Özellikle son yıllarında daha da kötüleşir bunlar, tüylerim diken diken olur. Çok aşırı miliyetçi bir konuma düşmüştür, ben buna hep çok üzülmüşümdür ama ne yapalım, iyi şairler dünyayı da iyi yorumlar, siyaseten de makul şeyler söylerler diye bir şey yok maalesef…